Fotoğraf © Serdar Yağcı
Bir fil hayal edin. Sizden 15 metre uzakta duruyorsa, bu filin tümünü rahatlıkla görebilirsiniz. Ancak vücudunun üzerindeki bir detayı, örneğin derisindeki bir çiziği veya kirpiklerini veya aslında ince kılları olduğunu göremezsiniz. Bunları görebilmek için daha fazla yaklaşmanız gerekir. Yaklaşmak detayları artırsa da görüş alanını daraltır. Filin baş hizasında ve 50 cm yakınınızda olduğunu düşünün. Artık filin gözündeki detayları görürken kuyruğunu göremez haldesinizdir. Bir konuda uzmanlaşmak file yaklaşmak gibidir. Bir yandan kazanırken bir yandan da kaybedersiniz.
Bakış açısı farklılığından doğan uzman körlüğü tıp alanında yanlış teşhislerin sebepleri arasındadır. “Bel Fıtığı İseniz Bir İhtimal Daha Var” adlı yazımda bu konuyu ele almıştım. Temel tıp eğitiminin üzerine bir konuda uzmanlık için 3 ila 5 yıl arasında daha eğitim almak gerekir. Uzmanlık eğitiminden sonra, farklı konularda uzman olan doktorlar arasındaki bakış açısı farklılıkları derinleşir. Bu derin bakış açısı farklılıklarının hasta açısından en travmatik olduğu durumlardan biri de kadın hastalıkları ve doğum uzmanı doktorlar ile çocuk hastalıkları uzmanı doktorlar arasında yaşanır. Örneğin, hamileliğin ilk aşamalarında doğmamış bebeğin mental ve fiziksel sağlığı konusunda şüphelerin olduğu zamanlarda kadın doğum uzmanları kadının sağlığı açısından gebeliği sonlandırma yönünde görüş bildirebilirken, çocuk sağlığı uzmanları ise gebeliğin devam etmesi yönünde görüş bildirebilir.
Amerika’da MIT Üniversitesinde Psikoloji bölümünde Stryker, Sherk, Leventhal ve Hirsh adlı dört bilim adamının yaptığı bir deneyde*, bir grup kediyi doğduğu andan itibaren sadece dikey çizgilerin olduğu, bir grubu ise sadece yatay çizgilerin olduğu bir odaya koymuşlar. Kediler biraz büyüdüklerinde bu odalardan çıkarılmışlar. Daha sonra, yatay çizgilerle büyümüş kediler, dikey nesnelerin ağırlıkta olduğu bir ortama konduklarında bu kediler yön bulma, denge sorunları yaşamışlar. Deney sonucunda bu kedilerin dikey çizgileri göremedikleri ortaya çıkmış. Aynı durum diğer grupla yapılan deneylerde de doğrulanmış. Alışkanlıklarımız ve aldığımız eğitim bizim neyi görüp algılayacağımız konusunda etkin rol oynar. Hayatımızın belli bir kısmında bir filin hortumu üzerinde yoğunlaştırılmış bir eğitim aldıktan sonra filin kuyruğuna dokunduğumuzda, dokunduğumuz nesnenin yılan olduğunu düşünebiliriz veya filin bir kuyruğunun olduğunu bile unutmuş olabiliriz.
Tabii ki uzman körlüğü, her uzmanın yaşayacağı, kaçınılmaz bir durum değildir. Keza asıl büyük sorun kör olmak değil, kör olduğunun farkında olmamaktır.