California Üniversitesi’nde yapılmış bir araştırmaya göre sosyal medyanın aşırı kullanımı aşağıda belirtilen ruhsal problemlerin sebebi olabilirmiş.
- Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu
- Depresyon (Çökkünlük)
- Obsesif-kompulsif bozukluk (Takıntılı düşünce, fikir ve dürtüler ile yineleyici davranışlar ve zihinsel eylemler)
- Narsistik kişilik bozukluğu (Kendini mükemmel görmek, başkalarını düşünmemek, başkaları tarafından yargılanmaya aşırı hassasiyet göstermek)
- Hipokondriazis (Hastalık hastalığı)
- Şizoaffektif ve Şizotipal Bozukluklar (Duygudurum bozukluğu, düşünsel ya da algısal çarpıklıklar, olağandışı davranışlar, sosyal izolasyon)
- Vücut dismorfik bozukluğu (Kişinin vücudundaki görünümle ilgili hayali bir kusur ile uğraşıp durması)
- Röntgencilik (Gizlilik gerektiren davranışlar sırasında kişileri gizlice gözetleyerek uyarılmayı amaçlayan cinsel sapma)
- Bağımlılık (Bir nesneye duyulan önlenemez istek)
Kaynak: http://www.bestcomputerscienceschools.net/selfies/
müthiş bir gösteriş merakı yüklüyor hepimize. facebook’ta, twitter’da, instagram’da fotoğraf yarıştırıyoruz. fotoğrafları mı yarıştırıyoruz sadece ? hayatları yarıştırıyoruz dolaylı yollardan.
atılan tweetleri gördükçe utanıyoruz bazen. düşünceye değil, düşünmeye karşı olan insanları tanıyoruz..
insanları iyice gerçek dünyadan koparması ciddi bir etki nitelikten ziyade niceliğin önemli olduğu bir sosyallik fazla kaptırmak iyi değil ahali!!
Yaşadıklarımız bir dönem… Her dönem gibi bu da geçici. Her şeye rağmen kabul edip, anlamaya çalışıp, irdelemek lazım…
Herkesin sosyal medya uzmanı olduğu güzide ülkemizde ben bir iletişim doktoru olarak iş ilanınıza başvurmakta çekiniyorsam bu işi bilmediğimden değil hak ettiğim yerde olmadığımdandır. Böyle yazı mı olur diyeceksiniz ? Bu kadar boş ama bir o kadar da kendini iyi satan insanın olduğu bir alanda bu yazıda bizim gibi nitelikli işsizlere yakışır. İster kabul edin ister etmeyin ama benim genlerimde var ben iletişimcinin daniskasıyım.