Her şey aynı nefesten alır: Hayvanlar, insanlar, ağaçlar… Eğer bütün hayvanlar kaybolup giderse insanoğlu büyük bir ruh yalnızlığı içinde ölecektir. Hayvanlara ne olduysa insanlara da aynısı olur. Her şey birbirine bağlıdır.
Kızılderili Reisi Seattle
Kunduzların Sessizliği
Dünya’nın ilk milli parkı olan ABD’deki Yellowstone Milli Parkı’nda 90’lı yılların sonunda nehirlerdeki kunduz nüfusunda ciddi bir azalma olduğu fark edilmiş. Bilim insanları bunun nedenini bulmak üzere çalışmalara başlamışlar. Yapılan araştırma sonucunda, problemin kunduzların yuvalarını yaparken kullandıkları kavak ağaçlarının azalmasından kaynaklandığı bulunmuş. Ancak koruma altındaki bir bölgede kavak ağaçları neden bu kadar azalsın ki? Araştırmacılar izini sürdükleri bu dedektiflik hikayesinin sonucunu kurtların 1930’lu yıllarda son üyesine kadar insanlar tarafından katledilmiş olmasına bağlamışlar. Geçen 70 yıl boyunca, doğal düşmanlarından yoksun, hiç rahatsız edilmeden, yavru kavak ağaçlarını tüketen geyikler sorunun kaynağını oluşturuyormuş. Bunun üzerine Kanada’dan getirilen 31 adet kurt parka salınmış ve kunduzlarla kavak ağaçları son 15 yıl içerisinde tekrar üreme şansı bularak çoğalmışlar.
Bitler ve İnsanlar
90’larda Uganda’daki Viktorya Gölü kıyısında yaşayan insanlarda şistosomiyazis parazitinin yol açtığı hastalıkta ciddi artış görülmüş. Konuyu araştıran bilim insanları bu parazitin taşıyıcısı olan su salyangozlarının Viktorya Gölü’nde aşrı derecede çoğalmış olduğunu fark etmişler. Bu artışın sebebini ise aslında o göle ait olmayan bir tür olan su sümbülü bitkisinin kıyılarda çok miktarda çoğalmış olmasına bağlamışlar. Söylentilere göre, su sümbülü Viktorya Gölü’ne 60’larda Brezilyalı birisi tarafından getirilmiş ve suya atılmış. Bilim insanları sorunun üstesinden gelmek için Viktorya Gölü’nde olmayan, su sümbülünün doğal düşmanı sümbül bitini Brezilya’dan getirmişler. Bitler su sümbüllerini yemiş, salyangozlar tutunacak sümbül bulamamış, şistomiyazis paraziti kaybolmuş ve göl, insanlar için daha güvenli hale gelmiş.
Çok Kurcalarsan Bozarsın!
İkinci dünya savaşından önce, Büyük Okyanus’taki adalara gemileriyle gelen insanlarla beraber aslında o adaya ait olmayan bir tür olan fareler de gelmişler. Fareler o kadar çoğalmışlar ki hem adalardaki diğer canlı türlerine hem de insanlara çok zarar vermeye başlamışlar. Bunun üzerine insanlar adaya dev monitör kertenkelelerini getirmişler ki fareleri yesinler. Ancak dev kertenkeleler geceleri uyuyup gündüzleri avlandığı için geceleri avlanan farelerle hiç karşılaşmamışlar. Aç kalan kertenkeleler bu sefer kümes hayvanlarına saldırmaya başlamışlar. Kertenkeleleri ortadan kaldırmak için bu sefer adaya zehirli kara kurbağaları getirmişler. Kertenkeleler kurbağaları yemiş ve ölmüşler. Ancak fare sorunu hala duruyormuş. Bunun üzerine adaya kedi getirmişler ki fareleri yesinler. Ancak kediler avlaması daha kolay olan kurbağaları avlamışlar ve onlar da zehirlenip ölmüşler. Sonuç olarak fare nüfusu kontrolden çıkmış ve yerel türler ortadan kaybolmuş.