“Acaba evrende bizim dışımızda zeki canlılar var mı?” Bu şimdiye kadar kendinize sorduğunuz veya birçok defa bilim insanları tarafından dile getirildiğini duyduğunuz meşhur sorulardan biridir. Bu narsistik bakış açısının arkasında yatan düşünce ise evrimin nihai amacının zeki yaratıklar oluşturmak olduğunu düşünmemizdir. Hâlbuki çok değil 150 milyon yıl öncesinde yaşıyor olsaydık evrimin amacının devasa cüsseleri ve karşı konulamaz güçleriyle dinozorlar gibi yaratıkları oluşturmak olduğunu zannedebilirdik.
Şunu bilmeliyiz ki sahip olduğumuz her özelliğin elde edilme süreci çitanın hızını veya kartalın gözlerini elde etme sürecinden farklı değildir. Doğadaki her canlının özellikleri kendileri için avantaj sağladığı sürece korunur ve yaşam mücadelesi içinde evrilir. Ancak bazen şartlar değiştiğinde sahip olunan özellikler bir dezavantaja dönüşebilir. Değişen şartlara adapte olamayan türler ise yok olur. Bizi diğer canlılardan farklı kılan özelliğimiz olan “zekâ” şu an için bize yaşadığımız gezegende hâkim güç olmamızı ve bolca ürememize olanak tanıyor. Acaba bu durum hep böyle mi devam edecek?
Belki bir gün dünyada, tüm antibiyotiklere karşı dirençli, her türlü koşulda hayatta kalabilen, son derece kolay yeni şartlara adapte olabilen bir bakterinin evrimleştiğini ve bunun sonucunda insan türünün yok olmaya yüz tuttuğunu göreceğiz. Bu durumda sadece dinozorlar kadar güçlü olmanın değil aynı zamanda insan kadar zeki olmanın da hayatta kalmak için yeterli olmadığını anlayabilecek miyiz?
Bir kanser hücresi topluluğu ihtiyaç duyduğu her şeyi içinde yaşadığı bedenden alır. Karşılığında hiçbir şey vermez. Buna rağmen sahip oldukları ile yetinmez ve hiç durmadan çoğalır, daha fazla yer kaplar. Aslında varlığını, içinde yaşadığı bedene borçludur ama o bedenin sonunu getirme pahasına hep büyür ve daha çok kaynak tüketir. Sonunda beden öldüğünde o da ölür. Bu ahmakça davranış biçimi 4,5 milyar yaşındaki dünyada 200.000 yıldır yaşayan homo sapiensin sadece son 12 yılda gezegendeki ağaçların %10’unu yok etmesini andırmıyor mu? Acaba artık zekânın bizim için dezavantaj oluşturduğu bir döneme mi giriyoruz?
Velhasıl, bugün İnsan insan dediğimiz, milyarlarca yıllık dünya tarihinde çok kısa bir süreden beri yaşayan bir misafir olduğundan bihaber, bırakın gezegenimizdeki bitki ve hayvanları, şu koskoca evrenin bile sadece kendisi için yaratıldığını zanneden bir zavallıdır.