1969 yılında 3 astronotun Apollo 11 uzay gemisi ile Ay’a yolculuğu son derece riskli bir operasyondu. Ay’a inmek bir yana, oradan geri havalanmak, uzay gemisine kenetlenmek, dünyaya güvenli bir iniş yapmak her aşamasıyla büyük tehlikeler içeriyordu. Öyle ki başkan Nixon daha roket fırlatılmadan önce olası bir kazanın olması durumunda Amerikan halkının önünde okuyacağı başsağlığı mesajını hazırlatmıştı. Astronotlar hayat sigortası yaptıramıyorlardı; çünkü sigorta şirketleri neredeyse riskin gerçekleşmesi durumunda ödenecek miktar kadar para istiyorlardı.
Neil Armstrong ve arkadaşları geride bıraktıkları ailelerini düşünerek bu duruma dahiyane bir çözüm buldular. Uçuştan 1 ay önce karantinaya alınan astronotlar boş zamanlarını Apollo 11 hatıra kartlarını imzalayarak geçirdi. İmzaladıkları yüzlerce kartı 20 Temmuz 1969’da yani Ay’a ayak basıldığı gün kendi ailelerine gönderilmek üzere postaya verdiler. Armstrong ve arkadaşları biliyorlardı ki dünyaya dönemezlerse bu kartlar yüksek fiyatlara alıcı bulabilirdi. Ancak beklediklerinden fazlasını elde ettiler. Görev sonlanmış ve üç astronot sağsalim geriye dönmüş olmasına rağmen kartlar koleksiyoncularda yüksek fiyatlarla alıcı buldu. Bu yöntemin hayat sigortası yaptırmaktan daha iyi sonuç verdiği görülünce Apollo 17’ye kadar bir çok astronot aynı yöntemi uyguladı.
Bugün, Ay’a ilk ayak basan 3 astronotun imzaladığı hatıra kartının tanesi yaklaşık 30.000$’a kadar alıcı bulmaktadır.