Bir gün bir dostumla beraber bir AVM’deyiz. Kolumdan tuttu, beni bir mağazaya soktu. Mağazada dolaşırken bir yandan sohbet ediyoruz.
-İşte burası.
-Burada ne satılıyor?
-Her şey. Her hafta bir konu belirleniyor. O konuya uygun ürünler oluyor.
-İyi de her hafta buraya gelip o ayki ihtiyaçlarıma uygun bir ürünün olup olmadığını kontrolmu etmek zorundayım.
-Bazen bazı şeylere ihtiyacın olup olmadığını bilemeyebilirsin. Vitrinde ürünü görünce onu kullanmanın güzel bir şey olacağı aklına gelebilir.
-Benim alışverişlerimi ihtiyaçlarım tetikler. Senin söylediğin durumda ise alışveriş ihtiyaçları tetikliyor.
-Aslında bugün ihtiyaç olarak nitelendirdiğin her şey için bir zamanlar ihtiyacın olmadığını düşünüyordun.
-Ama içine düştüğümüz bu sonsuz tüketme çılgınlığından da bir çıkış yolu olmalı değil mi?
-Tüketmek, içinde yaşadığımız sistemin bir kuralı. Sistemin içindeyken sistemin kurallarının dışına çıkamazsın. Örneğin: Bir gün birileri senin bir zamanlar satın almayı reddettiğin bir aleti kullanarak senin yaptığın işte bir adım önüne geçtiğinde, o alet artık senin de ihtiyacın haline gelir. Buna direnmen durumunda yaşam mücadelesini kaybedersin.
-Her şey yaşamı acımasız bir mücadele olarak algılamaktan kaynaklanıyor belki de.
-Yaşamı tanımlayan sen, ben gibi kişiler değil koskoca insanlık tarihi hatta dünya tarihi. Doğaya baktığında tüm canlıların yaşamında da aynı mücadeleyi bulacaksın. Şimdi suyun akış yönün tersine yüzmeyi bırak da bana fikrini söyler misin? Şu yeni model kahve makinesini nasıl buldun? Alayım mı?
-O makineyi alma kararını vermeden önce senden kısacık bir video seyretmeni istiyorum.
Gereksiz ihtiyaçlardan oluşan koca bir dağ yarattık. Bir şeyler satın alıp sonra çöpe atıyoruz. Aslında boşa harcadığımız şey hayatlarımız. Bir şey satın aldığımda ve ya siz aldığınızda ödemeyi parayla yapmıyoruz. Ödemeyi yaşamımızdan, para kazanmak için harcadığımız zamanla yapıyoruz. Aradaki fark ise şu; hayatı satın alamazsınız.Hayat geçip gider… Ve hayatınızı boşa harcayıp özgürlüğünüzü kaybetmek korkunç bir şeydir.
Uruguay Eski Devlet Başkanı José Mujica;
İşte bunlar hep kapitalizm 🙂 ama arada sırada bende girerim geçenlerde gayet iyi fiyata süpersonik bi boyun yastığı almıştım mağazaları tıklım tıklım oluyor genelde rafa konmadan havada kapışılıyor ürünler desen yeridir çeşit çok fiyatlarda uygun ama niye bu insanlar hep oradan alışveriş yapıyor neden böyle adım atacak yer olmuyor anlam da veremiyorum hani
Süpersonik boyun yastığı nasıl oluyor ki? Ama ne önemi var di mi? Ucuz olsun yeter. Evde hanıma bazen çok alışveriş yaptığımda çıkışırım. “Ulen ucuz bok sattalar sırf ucuz diye alacaksın!” 🙂