Yaratıcı bir fikrin ortaya çıkışının altında yatan mekanizma nedir? Daha yaratıcı olabilmek için neler yapabiliriz? gibi sorulara yanıt aradığım bu yazımda sizlere konuyu her zaman olduğu gibi kendi tarzımla basit bir şekilde aktarmaya çalışacağım.
Beynimiz iki işlemcili bir bilgisayar gibi iki bölümden oluşur diyebiliriz. Bunları birinci beyin ve ikinci beyin olarak adlandıralım. Birinci beyin bizim günlük hayatta karşılaştığımız sorunları mantık yoluyla çözümler getiren bölümdür. Örneğin “Dün işe giderken yol çalışması vardı, bugün çevreyolunu kullanayım.” “Bu ayki kredi kartı harcamalarım çok fazla, arabanın lastiklerini önümüzdeki ay değiştiririm” tarzında sorular ve kararlarla birinci beyin uğraşır. Birinci beyin ile alınan kararların temeli mantığa dayanır. Sadece birinci beynimizi kullanarak ilginç ve yaratıcı bir fikir ortaya koymamız beklenmez çünkü hiçbir ilginç ve yaratıcı fikir ilk aşamada mantıklı gibi görünmez ayrıca birinci beyni saran alışkanlıklarımızı ve önyargılarımızı içeren bir kabuk vardır ki bizim özgürce fikir üretmemizi engeller. Örneğin arabayla yolculuk yapmak bizim için alışkanlık olmuşsa ve otobüsle yolculuk yapmanın her halukarda rahatsız edici seviyede konforsuz olacağı konusunda bir önyargımız var ise birinci beyin kararlarında araba yerine otobüs kullanmalıyım sonucu çıkarması pek olası değildir.
Birinci beynin dışında, ona asenkron olarak hem de farklı bir hızla çalışan beynimizin diğer bölümünün adını da ikinci beyin diyelim. İkinci beyin bizim doğrudan ulaşıp hemen yanıt alabileceğimiz şekilde çalışmaz. Doğduğumuz andan itibaren edindiğimiz bilgi, görgü, tecrübelerden (tüm bunları bundan sonra edinim olarak adlandırabiliriz) faydalanıp, bunlar arasında bağlantılar kurarak birinci beyne öneriler sunar. Örneğin: Yukarıdaki örneklerde ikinci beyin arabanıza 1500 adet uçan balon bağlayıp, uçarak yolculuk yapmanız durumunda hem bugün hangi yoldan gideceğim düşüncesinden, hem de lastiklerinizin eskime derdinden kurtulacağınıza dair bir fikri çoktan üretmiş ve birinci beyne göndermiştir. Bu aşamadan sonra mesele bu fikrin birinci beynin önyargı ve alışkanlıklarımızı barındıran kabuğundan geçip geçemeyeceğidir. Geçebilirse fikir mantıksal olarak analiz edilir ve olabilirliği konusunda bir karara varılır.
İkinci beynin çalışma mekanizması nasıldır?
İkinci beynin yaptığı, edinimlerimiz arasında bağlantılar kurmaktır. Örneğin: uçaklardaki karakutunun bulunma hikayesi şu şekildedir. 1953’te Warren, Avusturalya Havacılık Araştırma Kurumu’nda uzman bilimadamı olarak, dünyanın ilk jet yolcu uçağı De Haviland Comet’in düşmesinin ardından enkaz incelemelerine katılır; bir ticaret fuarında gördüğü küçük ses kaydediciyi hatırlayarak, uçağın düşme anında kokpitte neler olduğunu bilmenin çok işe yarayabileceğini düşünür; böylece uçaktaki aygıtların göstergeleri ile pilotun sesini kaydedebilecek bir makine yapmak için kafa yormaya başlar. Warren’ın ikinci beyni uçak kazası edinimi ve daha önce gördüğü ses kaydedicisi edinimi arasında bir bağlantı kurmuş, bu bağlantı yaratıcı bir fikir olarak birinci beyne aktarılmış, birinci beyin de bu fikri analiz ederek hayata geçirmiştir.
Nasıl daha yaratıcı olabiliriz?
- Yaratıcı fikir üretmenin ilk adımı bunu istemekten geçer. Çünkü ikinci beyin sizden bu konuda talimat almadan size mesaj göndermez. “istemek” iki beyin arasındaki iletişim kanallarını açan en önemli faktördür. “Ben yaratıcı olamam çünkü zeki bir insan değilim” düşüncesi gerçeği yansıtmaz çünkü ikinci beynin çalışması zeka ile ilişkili değildir. Bir çocuk veya zeka özürlü bir kişi dahi yaratıcı fikirler üretebilir. İçinden çıkamadığınız sorunlarla ilgili çocukların da fikirlerini almamız bizi ilginç sonuçlara götürebilir.
- Birinci ve ikinci beyin arasındaki iletişim kanalları üzerindeki en önemli engel birinci beynin etrafını saran alışkanlık ve önyargılarımızdan oluşan kalın kabuktur. Bu kabuk ne kadar ince olursa o denli yaratıcı fikirler ortaya çıkarabiliriz. Peşin varsayım anlamında kullandığım önyargılarımız bizi yeni icatlar yapmaktan alıkoyabilir. Örneğin: nesneler ışık hızından daha hızlı gidemez veya insan dünyadaki en zeki canlıdır tarzında cümleler de önyargılarımızdır.
- Edinimlerimizin sayısını artırmak ikinci beynin edinimleri arasında ilişkiler kurma ihtimalini artırır. Örneğin seyahat etmek, yeni bir insanla tanışıp sohbet etmek, farklı bir yemek denemek gibi hareketler bize yeni edinimler kazandırır. Yaratıcı fikirler üretmek isteyen bir kişi kendisine her gün yeni bir şey öğrenmeye, görmeye, yaşamaya fırsat tanımalıdır. Sonuçta sizi devamlı aynı şeyi yapmaya zorlayan alışkanlıklarınız, önyargılarınız, her ne varsa değiştirmeye çalışın. Hayata farklı gözlüklere bakmak için kendinize şans verin. Gece yatağınıza yattıktan sonra kendinize, bugün daha önce yapmadığım ne yaptım diye sorun.
- Yukarıdakilerin tümünü yaptıktan sonra acele etmeyin, yaratmaya niyet edin, mesajınızı ikinci beyne gönderin ve bekleyin. Yanıt hemen gelmeyebilir. Uyumak yani birinci beynin şalterini indirmek faydalıdır. Bu esnada ikinci beyniniz sizin için hep çalışıyor olacaktır.