Bir gün bir arkadaşım oğlunu zihinden hızlı matematik işlemleri yapmasını öğreten bir kursa yazdırmak istediğini söyledi. “Neden? Bu onun ne işine yarayacak?” diye sordum. “Ne güzel işte, hesap makinesi kullanmadan tıkır tıkır çarpma bölme yapacak.” diye yanıtladı. “İyi de zaten ben o işlemleri hesap makinesi ile yapıyorum.” dedim ve ekledim. “Sana normalden 10 kat daha hızlı olacak bir şekilde Denizli’den İzmir’e yayan gitmeyi öğretsem, bundan sonra İzmir’e her gittiğinde yayan gitmeyi tercih eder misin?” Bir an şaşırdı ve “Hayır tabii ki, araba varken ondan hızlı gidemeyeceğime göre neden yayan gideyim ki” diyiverdi ben de karşılık olarak “Tamam işte, hesap makinesi varken neden zamanımı zihinden hesap yapmayı öğrenmeye harcayayım ki?” dedim.
Çocuklarımızın gelecekte başarılı bireyler olmalarını engelleyen hatalı eğitim sistemleri furyasına bir yenisi daha eklendi. Zihinden Hızlı Aritmetik Eğitimi. Bu sistemi insanın bu dünyadaki anlamını kavrayamamış bireylerin kendileri gibi düşünen diğer insanları kapitalist düzen içerisinde yolma çabası olarak nitelendiriyorum. İnsan sorunlar karşısında bulduğu yaratıcı fikirlerle tekamül eder. Keşfettiği her aletten sonra artık o aletin yaptığı işi kendisi yapmayı bırakır ve bir sonraki aşamaya geçer. Bugün bir muhasebecinin bilgisayar kullanmak yerine kağıt kalemle hesaplarını tutması, bir marangozun kalın ağaç kütüklerini el testeresiyle kesmeye çalışması marifet değildir. Marifet sorun çözmek, keşfetmek, mevcuttan daha hızlı ve verimli sistemler yaratmaktır.
Aslına bakarsanız daha hızlı ve verimli sistemler yaratma çabası da gemişte kaldı. Gelecekte teknolojik gelişmelerle insan ergonomisinin ve algısının sınırları zorlandıkça hızdan çok tasarım ve sanatın ön planda olduğu fikirler baştacı edilecek. Hesap makinelerinin elektronik olmadığı ve bir tanesinin 2 kilo olduğu zamanlarda hızlı çalışan elektronik makineler yapmak anlamlıydı. Bugün artık mevcut hesap makinelerinden daha hızlı çalışan bir makineye, hız farkı algı sınırlarımızın dışında olduğu için, kimse rağbet etmezken tasarımı ve yaratıcı özellikleriyle ön plana çıkan ürünler ise hemen dikkati çekiyor.
Sonuç olarak, çocuklarımızın değişen dünyaya ayak uydurmaları, sağlıklı ve başarılı bireyler olmaları için zihinden hızlı aritmetik tarzında eğitimler yerine sporun veya sanatın en az bir alanında eğitim almalarını sağlamak bizim görevimizdir. Ayrıca ille de zeka diyenler için de ilginç bir haber :
Okulöncesi yaştaki 78 çocuk üzerinde yapılan bir araştırma piyano – IQ (zekâ katsayısı) arasındaki çarpıcı ilişkiyi ortaya koydu: Okul öncesindeki düzenli piyano dersleri çocukların IQ’sunu yüzde 50, hatta daha fazla arttırıyor. Kaliforniyalı iki bilimadamının araştırması piyano eğitimi alan çocukların özellikle matematik ve fen dallarında çok daha başarılı olacağını gösteriyor. Yoksa zeki bir neslin yolu bilgisayar klavyesinden değil de, piyanonun tuşlarından mı geçiyor?*
Dört işlem yapmayı beceremeyen sizin gibi hazırcı ve aşırı derecede cahil insanlar yüzünden ülkede matematik başarısı %2 de. Yazdıklarınızdan lisede hiçbir şekilde matematik eğitimi görmediğinizi çıkarıyorum. Dört işlemi hesap makinesi ile yaparak türev-integral testlerinden 1 tanesini 5 günde bitirebileceğiniz için tüm lise eğitiminiz bloke olurdu.
Ayrıca dünyanın gelişmesini, işleri hızlandıran o cihazları ve makineleri icat eden adamlar matematik işlemlerini hızlı yapabilen insanlar. IQ su yüksek olan piyanistlerde müziksel-ritimsel zekaları yüksek olan insanlar ve müziksel zeka matematiksel zeka ile birlikte işler. O kadar akıl almaz ve saçma bir bakış açınız var ki ne söylesem yetersiz gelecek gibi BİRAZ DÜŞÜNÜNDE DEYİN Kİ NASIL BEYNİMİ GELİŞTİREBİLİRİM NASIL NİTELİKLİ BİREY OLABİLİRİM. ANCAK TEMBELLİĞİNİZE MAZERTLER MAKUL GİBİ GÖRÜNEN BAHANELER
ÜRETEREK TEMBELLİĞİNİZİ LEGALİZE ETMEYE ÇALIŞIYORSUNUZ. Sizin mantığınınızla SÖZLÜKTE TÜM KELİMELER VAR NEDEN KONUŞMAYI ÖĞRENİYORUZ ve buna rağmen yazar olmak istemek gibi bir şey yaptığınız.
Melih bey, değerli yorumlarınız ve katkınız için teşekkür ederim.